Bugün benim dinamik yazı paylaşımlarımın 407. günü, bir gün bile kesintiye uğramadı. Her bir yazı, laubali bir şekilde değil, dikkatle hazırlandı. Eğer benim ciddi bir insan olduğumu düşünüyorsanız, benimle birlikte yürüyebilirsiniz, ayrıca umarım her gün paylaştığım içerikler size yardımcı olur. Dünya çok büyük, ben ise çok küçüğüm, takip et butonuna basın, yoksa bulması zor olur.

Ticaret yaparken aslında sermaye miktarını fazla dert etmemek gerekir. Gerçekten anlayışa ulaştığınızda ve istikrarlı bir şekilde kazanç sağladığınızda, sermaye miktarı aslında bir sorun değildir. Elinizde sadece 10.000 TL olsa bile, birkaç yıl içinde 100.000 TL kazanabilirsiniz. Eğer anlayışa ulaşmadan önceyseniz, elinizde 1.000.000 TL olsa bile, çok kısa bir süre içinde kaybolma ihtimaliniz vardır. Bu yüzden anlayışa ulaşmadan önce, size önerim az miktarda sermaye ile iyi bir şekilde öğrenmenizdir.

Böyle bir deneyiminiz oldu mu, pozisyonunuzu kapattıktan sonra piyasanın bir anda fırladığını izlemek ve sinirden bacaklarınıza vurarak tepki vermek? Kendinizi kötü hissetmeyin, bu sadece sizin sorununuz değil, piyasadaki çoğu yatırımcı, kâr pozisyonlarını erken kapattıkları için hayal kırıklığı yaşıyor. Bu durumu çözmek istiyorsak, ilk önce pozisyon kapatma eylemimizi tetikleyen temel nedeni bulmalıyız. Hesapta kağıt kâr varken, beyniniz bir çatışma yaşıyor; mantık size bunun hala devam ettiğini, pozisyonu tutmanız gerektiğini söylerken, içgüdü çığlık atıyor: hemen kaç, kârı kaçırma! Kârı cebinize koymamanın kaybedeceğiniz bir şey olduğu yanılsamasını yaratıyor; sonuçta genellikle içgüdü mantığı yeniyor, peki neden? Psikoloji bize kesin kâr ve kesin kayıplara karşı farklı hisler duyduğumuzu öğretir. Kazancı maksimize etmekten çok, genellikle riski minimize etmeye daha çok önem veririz.